Avrupa Faaliyetleri 1

PKK TERÖR ÖRGÜTÜNÜN AVRUPA’DAKİ FAALİYETLERİ

Türkiye’de 1970’li yıllarda Marksist-Leninist bir örgüt olarak ortaya çıkan ve 1980’li yıllarda Lübnan/Bekaa’daki terör örgütleri himayesinde kuruluşunu tamamlayan PKK; Türkiye’nin bir kısım topraklarında ayrı bir devlet kurma hedefi doğrultusunda 1984 yılından itibaren silahlı propaganda yöntemini uygulayan ve Bugüne kadar uyguladığı terör faaliyetleri ile hedef gözetmeksizin sivil-asker tüm Türk vatandaşlarını hedef alan bir terör örgütüdür.

b. PKK terör örgütü, Türkiye’nin Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgelerinin kalkınmasının engellenmesine yönelik olarak okullara düzenlenen ve öğrencilerin de zarar gördüğü sabotaj eylemlerinin yanı sıra, öğretmenlerin kaçırılarak öldürülmesi ve bölgede yaşayan vatandaşlarımızın yaşama, ibadet, sağlık haklarını gasp etmeye yönelik gerçekleştirdiği 25 bin eylem sonucunda, ülke genelinde; çoğunluğu kadın ve çocuklar 15 bini sivil olmak üzere 30 bine yakın insanımızın hayatını kaybetmesine veya yaralanmasına sebep olmuştur. Ayrıca; düzenlenen eylemlerde 250 okul, 50 cami, 50 sağlık merkezi ile 2000 kadar tesis ve aracın tahrip edilmesi, PKK terörünün ulaştığı boyutları ortaya koymaktadır.

Bu arada, güvenlik güçlerince gerçekleştirilen operasyonlar sonucu zayiat veren kadrolarını yeniden toparlamak ve Dünya kamuoyunu etkilemek amacıyla 1991, 1993 yılları ve son olarak da 1999 yılında, sözde tek taraflı silahlı faaliyetleri durdurma kararı alan ve barış istediğini öne süren örgüt, yine bu yıllarda; Tek suçu o anda yol kesen teröristlere rastlamak olan vatandaşlarımızı acımasızca öldürmüş, bir kısmını da kaçırarak yaşama haklarını gasp etmiş, Türk ekonomisini ve tabii varlıklarını yok etmek amacıyla, Türkiye’nin batısında binlerce Hektar ormanın yakılmasına neden olmuş, turistlerin yoğun olarak bulunduğu bölgelerde sansasyonel eylemler yaparak insanları endişe ve korkuya sevk etmiştir.

PKK terörizmine karşı sürdürülen etkin mücadele sonucu, Türkiye’de faaliyetleri kontrol edilebilir bir seviyeye getirilen örgüt, amacına ulaşamayacağını anlamış ve özellikle terörist başı A.ÖCALAN’ın 15 Şubat 1999 tarihinde yakalanması sonrasında taktik bir değişikliğe giderek, terörist kimliğini gizlemeye yönelik legal alan faaliyetlerine ağırlık verme kararı aldığını iddia etmiştir. PKK’nın sözde “Siyasallaşma” adı altında siyasi platformlarda ve özellikle uluslar arası kuruluşlar ve Devletler nezdinde yürüttüğü faaliyetleri, bazı Avrupa ülkelerinin yasal boşluklarından da istifade ederek terörist kimliğini unutturmaya ve taraf olarak muhatap alınmaya yönelik gayretler olduğu bir gerçektir.

Geçmişte; hasta, yaralı ve gözden çıkarılmış durumdaki mensuplarına intihar türü eylemler düzenlemeye yönelik eğitim vererek, özellikle metropol illerde düzenledikleri 14 intihar saldırısında 14 güvenlik görevlisinin şehit edilmesine, 5 sivilin ölümüne ve toplam 123 kişinin yaralanmasına neden olduklarını unutan örgütün, bugün için sözde barış söylemleri inandırıcı olmaktan uzaktır. Ayrıca, halen de intihar türü eylemler için elemanlarına eğitim yaptırması örgütün içinde bulunduğu çelişkiyi göstermesi açısından dikkat çekmektedir.

Halen, çoğunluğu Irak kuzeyindeki kamplarda olmak üzere yaklaşık 5.000 kadar teröristini başta intihar türü eylemler, bombalama, mayın döşeme, pusu kurma türü eğitim faaliyetlerine tabi tutmakta olan terör örgütünün, varlığını bugüne kadar sürdürebilmesi; başta bir kısım komşu ülkelerin direkt desteğinin yanı sıra bazı Avrupa ülkelerinde kendisine gösterilen müsamaha sonucu; dernek, vakıf adı altında eğitim, lojistik, finans temini, propaganda, medya-basın alanlarında yürüttüğü faaliyetlerden aldığı destekle mümkün olmaktadır.

PKK üst yönetiminin, basın yayın organlarında yer aldığı şekilde, örgütün taleplerinin karşılanmaması durumunda yeniden silahlı eylemlere başlanacağı yönündeki mesajları ile bir taraftan örgüt mensubu ve yandaşlarına moral vermeye ve zinde tutmada kararlı olduğunu gösterirken, diğer yandan silahlı unsurlarını bir tehdit unsuru olduğunu beyan etmesi de örgütün terörist kimliğinin devam ettiğini göstermesi açısından ayrıca önem arz eden bir husus olarak dikkat çekmektedir.

PKK Terör Örgütünün Avrupa’daki Yapılanması:

Almanya ve Fransa’nın yanı sıra İngiltere’nin de PKK’yı, terör örgütü olarak görmesi ve faaliyetlerini yasaklaması sonucu, örgüt üst yönetimi, ortaya çıkan sıkıntıları aşmak ve terörist kimliğini maskelemek maksadıyla, 1985 yılından beri üst kuruluş olarak Avrupa’da faaliyet gösteren ERNK adlı oluşumun bünyesinde yer alan mevcut yapılanmalarını, bulunduğu ülkenin hukuki mevzuatına uygun bir şekilde isim ve adres değişikliklerine giderek yeniden düzenlemeye çalışmaktadır.

Bu kapsamda, örgütün siyasi kanadı ERNK; 02-10 Mayıs 2000 tarihleri arasında Hollanda/Arnheim’de yaptığı kongre sonrasında isim değişikliğine giderek Kürt Demokratik Halk Birlikleri (YDK) adını almıştır. YDK; örgütün sözde Avrupa sorumlusu olan ve Fransa’da ikamet ettiği bilinen sözde örgüt başkanlık konseyi üyesi Ali Rıza ALTUN adlı teröristin başkanlığında 5 teröristten oluşan “Diplomasi ve Kurumsal-Siyasi Çalışmalar Koordinasyon Kurulu” tarafından yönetilmektedir.

Bahse konu kurul; faaliyet alanlarına göre örgütün çatı yapılanması konumunda bulunan Kürt Ulusal Kongresi (KNK-KUK), Dış ilişkiler Birimi ve Avrupa Kürt Dernekleri Konfederasyonu (KON-KURD) temsilcilerinden oluşmakta ve 9 kişilik örgüt sözde başkanlık konseyinin direkt talimatları ile yönlendirilmektedir.

Anılan kurulun 04-09 Ocak 2001 tarihleri arasında Fransa/Paris’te gerçekleştirdiği bir toplantıda; Kürt Ulusal Kongresinin; Uluslar arası platformlarda terörist örgüt adına propaganda ve politika yapması, Dış İlişkiler Birimlerinin; terör örgütü adına Avrupa’daki diğer kürt örgütleri ile ilişkileri düzenlemesi ve bilgi toplama çalışmaları gerçekleştirmesi, KON-KURD’un ise; Avrupa’daki Kürt topluluklarını örgütleyerek, görünürde sosyal, siyasi, sportif ve kültürel alanda muhtelif etkinlikler düzenlemesi, gerçekte ise örgüte eleman temin edilmesi, ideolojik eğitim verilmesi ve lojistik destek sağlanması yönünde kullanılmasından sorumlu olmasının kararlaştırıldığı tespit edilmiştir.

Sözde tüm Kürtleri bir çatı altında toplamak amacıyla Sürgünde Kürt Parlamentosu (SPK)’nun yerine kurulan, Kürt Ulusal Kongresi (KNK-KUK); merkezi Belçika/Brüksel’de bulunan binasında faaliyet göstermektedir. Söz konusu oluşumun içerisinde PKK terör örgütüne müzahir İran, Irak, Suriyeli ve Kafkaslar kökenli terörist elemanların oluşturduğu Kürtçü oluşum üyelerinin dışında, zaman zaman, Kürdistan Sosyalist Partisi (PSK), Kürdistan Demokratik Partisi (KDP) ve Kürdistan Yurtseverler Birliği (KYB) gibi etkili Kürt örgütlenmeleri de yer almaktadır.

Merkezi Belçika’da bulunan KON-KURD ise; Avrupa ülkelerinde; Belçika, Hollanda, Danimarka, İsviçre, Avusturya, Fransa, Almanya, İsveç ve İngiltere’de faaliyet gösteren 9 Federasyonun bir üst organıdır. KON-KURD’un amacı terör örgütüne Avrupa kamuoyunda destek sağlanmak, ayrıca, Avrupa ülkelerinin siyasi gündemine sözde Kürt sorununun yerleştirilmesine yönelik muhtelif etkinlikleri ve faaliyetleri koordine etmektedir.

Sonuç olarak; Avrupa’daki hukuki boşlukları kullanarak yapılanan ve faaliyet göstermeye devam eden söz konusu oluşumların, kendilerini PKK’dan ayrı legal bir oluşum gibi gösterme çabalarına rağmen; PKK ile teşkilat bağlantısı içerisinde bulunmaları, Örgüt sözde başkanlık konseyi üyeleri tarafından yönlendirilmeleri, Bu bağlamda örgütün amaç ve hedefleri doğrultusunda faaliyet göstermeleri göz önüne alındığında iddia edildiğinin aksine, söz konusu oluşumların, terör örgütünün bünyesinde yer aldıklarını açıkça ortaya koymaktadır.

Nitekim, söz konusu oluşumlar tarafından, çeşitli vesilelerle önemli görülen günlerde Avrupa’da bir veya birden fazla ülkede aynı anda veya değişik zamanlarda düzenlenen eylem ve etkinlikler, bir merkezden yönlendirildiklerinin ve sözde başkanlık konseyinin talimatları doğrultusunda hareket ettiklerinin göstergesidir. Buna rağmen, bazı Avrupalı parlamenterler, sivil toplum kuruluşları ve uluslar arası kuruluş temsilcilerinin söz konusu oluşum üyeleri ile siyasi, kültürel, insan hakları gibi mülahazaları öne sürerek ilişki içerisine girmeleri, terör örgütüne faaliyetlerini yaygınlaştırmada cesaret vermekte ve muhatap alınma yönündeki gayretlerine destek sağlamaktadır.

PKK Terör Örgütüne Destek Veren Oluşumlar :

PKK terör örgütü, diğer yandan Avrupa’da özellikle insan hakları ve insani yardım adı altında faaliyet gösteren bir kısım Hükümet Dışı Kuruluşlar (NGO) başta olmak üzere sivil toplum örgütlerinin bu yöndeki faaliyetlerini istismar ederek, büyük ölçüde maddi ve manevi destek almaya çalışmaktadır. Avrupa’daki siyasi çalışmaların desteklenmesi ve PKK’nın terör örgütü kimliğinin ön plana çıkmasının yaratacağı sıkıntıların engellenmesi maksadıyla;

(1) İskandinavya Kürt Barış Konseyi,

(2) Fransa Kürt Halkı ile Dayanışma Koordinasyon Kurulu

(3) Başkanlığını Daniel MİTTERAND’ın yaptığı Fransa Özgürlükler Vakfı,

(4) Belçika Kürt Halkına Karşı Yürütülen Savaşa Hayır-Koordinasyon Kurulu,

(5) İngiltere/Londra Kürt İlişkiler Grubu,

(6) İngiltere/Londra Kürdistan İnsan Hakları Projesi (KHRP) isimli sivil toplum oluşumlarının, bizzat PKK yanlısı teröristlerce kurulduğu bilinmektedir.

ABD’de faaliyet gösteren ve PKK’dan ayrı bir oluşum görüntüsü veren Amerikan-Kürt Enformasyon Ağı (AKIN) ise, gerçekte PKK tarafından kurulmuş bir organizasyondur. Söz konusu kuruluşlar da, örgütün diğer uzantısı oluşumların paralelinde ve bulundukları ülkelerin yasal mevzuatındaki boşluklardan istifade ederek, örgüte her türlü maddi imkanların yanı sıra, siyasi ve hukuki alanda destek sağlama girişimlerini yürütmektedirler. NGO’ların, insani yardım adı altında özellikle Irak’taki topluluklara yaptığı yardım faaliyetlerinden, PKK terör örgütü mensupları da istifade etmekte, NGO mensupları ile ilişkiye geçilerek, muhatap olunma yönünde siyasi destek sağlanmaktadır.

Bu bağlamda, örgüt mensuplarının aileleri ile birlikte 200-300 kadar PKK terör örgütü mensubunun da barındığı Irak/Makhmur Sığınmacı Kampı, Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği denetiminde olmasına rağmen, kontrolü tamamen PKK terör örgütünün elindedir. Terör örgütü sığınmacı kampı vasıtasıyla;

Kamptaki ailelerin mevcudunu olduğundan fazla göstererek, kampa ulaştırılan yardımların bir kısmını terör örgütünün Irak kuzeyindeki kamplarına aktarmakta, Avrupa ülkelerinden temin edilen teknik cihazların yanı sıra, başta NGO’lar olmak üzere sivil toplum kuruluşlarından sağlanan her türlü malzemeyi, Suriye üzerinden Makhmur’a ulaştırmakta ve buradan da PKK terör örgütünün üs bölgelerine taşımaktadır. Söz konusu kamp aynı zamanda, terör örgütünün ideolojik eğitim, eleman temini ve bir lojistik üs merkezi olarak kullanılmaktadır.

PKK Terör Örgütünün Avrupa’daki Basın-Yayın Faaliyetleri :

PKK terör örgütünün güdümünde faaliyet gösteren ve örgütün propagandasının İran’dan İngiltere’ye kadar müzahir kitlelere ulaştırılmasında büyük kolaylıklar sağlayan başta Medya TV, Mezopotamya TV, C-TV gibi medya kuruluşları ile Özgür Politika Gazetesi gibi 30 civarındaki yayın organı Avrupa merkezlidir. Söz konusu basın-yayın organları Avrupa’daki iletişim imkanlarından istifade ile kitleleri etkileme ve örgüt paralelinde yönlendirme görevini yapmaktadırlar. Bu bağlamda, örgütün ideolojisi doğrultusunda gerçekleştirilen program ve yayınlarla örgütün eleman temini için de uygun bir vasat teşkil etmektedirler.

Örgütün, geçmişte olduğu gibi bugün de mensuplarına yönelik eylem ve etkinlik düzenleme talimatları söz konusu yayın organlarında yapılan programlar/yayınlar vasıtasıyla verilmekte ve örgüt yandaşları yönlendirilmektedir. Bu konuda örnek verilecek olursa; İstanbul/Mavi Çarşı’nın 1999 yılında yakılması olayı gibi bir çok eyleme katılan şahıslar, örgüt uzantısı yayın organları vasıtasıyla teşvik edilmiş ve masum insanların ölümüne neden olmuşlardır. Bu dokümanının hazırlandığı günlerde ise; Almanya’da basılan Özgür Politika gazetesinin 23 Eylül 2001 günkü nüshasına (http://www.ozgurpolitika. com./2001/09/23) bir göz atıldığında;

Terör örgütü sözde başkanlık konseyi üyesi Murat KARAYILAN adlı teröristin “ABD’yi 19 kişiyle vurdular, biz (PKK terör örgütü) 10 bin fedaiyiz, eğer şiddet ön plana çıkarılırsa, karşılığını her yerde veririz” şeklinde tehditkar tavrını ortaya koyması, Söz konusu gazetenin verilmek istenen mesajları kitlelere ne şekilde ulaştırıldığını göstermesi açısından bir örnek teşkil etmektedir. Bazı Avrupa ülkelerince kültürel yayınlar yaptığı gerekçesiyle yayınına müsaade edilen, geçmişte Med TV adıyla faaliyet gösteren ve A.ÖCALAN’ın yakalanması sonrasında Avrupa ülkelerinde baş gösteren şiddet olayları sonucu İngiltere tarafından yayınına son verdirilen televizyon, bilahare ad değiştirerek;

Belçika’da Medya TV ve C-TV,

Danimarka’da ise Mezopotamya TV adı altında 3 ayrı televizyon şeklinde ve KOPERNIKUS-2 ile HOT BIRD 4-13 Doğu uydusu ile İngiltere ve Danimarka’daki teknik imkanlardan yararlanarak Türkiye aleyhindeki yayınlarına devam etmektedir.

Terör örgütünün, söz konusu yayın organlarına uzantısı oluşumlardan elde ettiği gelirleri transfer ederek illegal yollardan elde ettiği gelirleri de akladığı gözlenmektedir. Nitekim 1996 yılında PKK ve MED TV’nin kara para aklama faaliyetlerine ilişkin olarak Belçika’da güvenlik güçlerince başlatılan Spoutnik Operasyonunun soruşturma aşamasının Ocak 2001 ayı itibarıyla tamamlandığı, PKK’nın yasa dışı yollarla gelir elde etmesi, çocuk kaçırma, haraç toplama faaliyetleri nedeniyle konunun 15 Şubat 2001 tarihinde yargıya intikal ettirildiği öğrenilmiştir.

Belçika güvenlik güçlerinin söz konusu operasyonda elde ettikleri bilgileri paylaşmaktan imtina etmelerinin yanı sıra, bugün için program içerikleri ile terör örgütüne ait oldukları açıkça belli olan söz konusu medya kuruluşlarına yayınları şiddet içermediği gerekçesi ile müsamaha gösterilmeye devam edilmesi dikkat çekmektedir. Söz konusu yayın organlarında, örgütün geçmişte silahlı unsurları içerisinde yer almış ve örgüt üst yönetimi tarafından seçilen elemanların görev aldığı bilinmektedir. Bu nedenle söz konusu teröristlerin PKK terör örgütü sözde başkanlık konseyinin talimatları doğrultusunda Avrupa ülkelerindeki müzahir kitleleri harekete geçirebilme ve şiddet içeren eylemlere yönlendirebilme imkanına sahip olmaları göz ardı edilmemesi gereken bir husus olarak görülmektedir.

PKK Terör Örgütünün Avrupa’daki Finans Faaliyetleri :

PKK’nın gerek silahlı, gerekse siyasi alanda faaliyetlerini sürdürebilmesi ve varlığını devam ettirebilmesi ekonomik anlamda güçlü olmasına bağlıdır. Bu çerçevede örgütün; 5.000 civarındaki silahlı teröristinin; iaşe, barınma ve eğitim gideri ile silah/patlayıcı mühimmat alımları, Avrupa’daki YDK, KUK ve dış ilişkiler birimleri ile bunların uzantısı dernek, vakıf gibi oluşumlarının propaganda amacıyla gerçekleştirdiği yürüyüş, miting, gösteri vb. çeşitli etkinlikleri düzenleme faaliyetlerinin finansmanı, PKK uzantısı söz konusu kuruluşların sabit giderleri ile yeterli reklam geliri olmadığı görülen Medya TV başta olmak üzere örgüt yayın organlarının harcamaları önemli ölçüde bir ekonomik güç gerektirmektedir.

Bu kapsamda PKK terör örgütünün gelir kaynakları olarak: Örgütün cephe organı olarak Avrupa’da legal/illegal olarak hemen hemen Türk vatandaşlarının bulunduğu tüm ülkelerde dernek, vakıf vb. şeklinde yapılanan ve yerel yönetimlerden yardım alma, zorla aidat toplama, haraç alma, çeşitli etkinlikler düzenleme gibi faaliyetleri de yürüten YDK’ye bağlı oluşumlar, Diğer yandan Avrupa’daki örgüte müzahir kitleleri meslek, din ve sosyal durumlarına göre örgütlü bir şekilde bir araya getirmek için; Avrupa’daki Kürt nüfusun sahip olduğu ekonomik gücü kontrol etmek amacıyla Ocak 2001 ayında PKK kontrolünde Hollanda’da kurulan ve Almanya merkezli olarak faaliyet yürüten Kürt İşverenleri Birliği (KARSAZ)’ne üye olan işletmeler,

Dindar kesimi kazanmaya yönelik örgüt güdümünde kurulan sözde bağış, zekat, kurban derisi, Hac maksadıyla S.Arabistan’a götürme gibi faaliyetler yürüten Kürdistan İslam Hareketi adlı oluşum ile, Uluslar arası alanda tanınma ve bu yönde insani yardım kuruluşlarından da destek alma yönünde çalışmalar yürüten sözde Kürt Kızılayı (Heyva Sore Kürdistan) öne çıkan oluşumlar olarak dikkat çekmektedir. PKK’nın, gelir kaynakları arasında illegal yollardan elde edilen gelirler kapsamında; uyuşturucu kaçakçılarının sınır geçişlerinden ve uyuşturucu satıcılarından alınan paylar elde ettiği gelirlerin en önemli dilimini oluşturmaktadır.

Diğer yandan Avrupa ülkelerinde faaliyet gösteren kuruluşları ve örgüt mensupları tarafından; Yardım kampanyası, toplantı, sergi, gösteri adı altında çeşitli aktiviteler düzenlemekte, gönüllü olarak yardım ve bağışta bulunmayan şahıs ve iş yerlerinden tehdit, şantaj ve gasp yoluyla finans temin edilmektedir. Ayrıca, Avrupa’daki yandaş ve sempatizanlarını kontrolü altındaki yasal dernek ve kuruluşlara zorla üye yaparak aidat adı altında haraç toplamaktadır. Mültecilerin mahalli birimlerden aldıkları maddi yardımların da belli miktarına el konulmaktadır. Bu tür etkinliklerden elde edilen gelirler doğrudan örgütün silahlı unsurlarının ihtiyaçlarına yönelik kullanılmaktadır. Terör örgütünün 2001 yılında Almanya’da düzenlediği bağış kampanyasında 20 Milyon DM’lık bir meblağı topladığı tespit edilmiştir. Bu kapsamda;

Almanya Kürt Dernekleri organizesinde Köln/Mungersdorfer stadyumunda 01 Eylül 2001 tarihinde düzenlenen festivalde 4 milyon DM civarında gelir elde edilmesi, Eylül 2001 ilk haftası itibari ile Avupa ülkelerinde temin edilen ve 1.400.000 DM para, 6 adet küçük telsiz, 1 adet alıcı, 1 adet uydu telefon, 1 adet PC’nin bir partide İran üzerinden teröristlere ulaştırılması yönünde alınan bilgiler en son örnekler olması açısından dikkat çekmektedir. Diğer taraftan, PKK terör örgütü mensuplarınca Bulgaristan ve Romanya’dan transit geçiş yapan Türk TIR araçlarının sürücülerine ve şirketlerine yönelik tehditle para toplama faaliyetlerinin sürdürüldüğü gözlenmektedir. Romanya, söz konusu faaliyetler açısından örgütün Balkanlar’daki merkezi olarak dikkat çekmektedir.

PKK terör örgütünün kara para aklama faaliyetlerini; İsviçre, İngiltere/Jersey Adası, İsveç, Belçika, Danimarka ve Güney Kıbrıs Rum Yönetimi (GKRY)’nde bulunan bankalardan paravan vakıflar yoluyla gerçekleştirmektedir.

PKK terör örgütünün “İnsan Kaçakçılığı” faaliyetlerindeki rolü: Halihazırda Avrupa kamuoyunda güncelliğini koruyan insan kaçakçılığı faaliyetleri, Türkiye’de ve uluslar arası düzeyde alınan değişik tedbirlere rağmen, engellenemeyen bir organize suç eylemi olma özelliğini devam ettirmektedir. Terörist kimliğinin yanı sıra insan kaçakçılığı alanında yürüttüğü faaliyetlerle de organize bir suç örgütü olarak karşımıza çıkan PKK terör örgütü;

Faaliyet gösterdiği Türkiye’nin yanı sıra İran ve Irak gibi ülkelerde bulunan şahısları iş bulma, yardımcı olma gibi vaadlerle Avrupa ülkelerine illegal yollardan gitme yönünde teşvik etmekte, İnsan kaçakçılığı şebekelerince Avrupa’ya getirilen kitlelere sahip çıkmak görüntüsü altında bu insanlara ideolojik eğitim vererek hem kadrolarını genişletme imkanı bulmakta, hem de mültecilere devletler ve insani yardım kuruluşları tarafından sağlanan maddi imkanlardan pay almaktadır.

Bu arada Avrupa ülkelerine illegal yollardan gönderilen şahıslara “Mülteci” görüntüsü verilmekte, bu amaçla anılan şahıslara, iltica taleplerini geçerli kılacak tarzda sahte belgeler düzenlenmektedir. Bahse konu belgeler genellikle “Kaçak şahısların Türkiye’de yakalandığı takdirde siyasi faaliyetlerinden dolayı cezalandırılacağını” belirtir mahiyette olmakta ve konunun bazı Avrupa basın-yayın organlarına da bu şekilde yansıtıldığı gözlenmektedir.

PKK tarafından, insan kaçakçılığı faaliyetlerinin önem taşıyan diğer bir yönü ise; bazı Avrupa basın organlarında yer aldığı şekilde, gemilerle İtalya ve Fransa kıyılarına bırakılan mültecilerin durumu gibi konularla, sınır dışı edilen şahısların geri gönderilmeleri durumunda idam edilecekleri, ceza evlerinde kötü muameleye tabi tutulacakları gibi hususların, insan haklarına duyarlı Avrupa kamuoyuna yönelik olarak Türkiye aleyhtarı propaganda materyali olarak kullanılmasıdır.

PKK Terör Örgütünün Eğitim Faaliyetleri :

PKK terör örgütü, bazı Avrupa ülkelerinde örgütün ideolojisi doğrultusunda hareket edecek insanlar yetiştirmek için eğitim alanında da bir takım faaliyetlerde bulunmaktadır. Bu kapsamda; PKK terör örgütünün Avrupa’da bulunan Kürt Kültür Derneği, Kürdistan Kültür Merkezi (CCK), Kürdistan Öğrenciler Birliği(YXK) gibi oluşumları vasıtasıyla, Kürtçe dil eğitimi adı altında düzenlediği kurs, seminer, konferans gibi etkinliklerde gerçek amacının, kitleleri kendi ideolojisi doğrultusunda eğitmek amaçlı olduğu gözlenmektedir.

İnsanların duygularını istismar ederek yapılan bu faaliyetler sonucunda, etkilenen şahıslar; Almanya/Berlin, Hollanda/Arnheim, Fransa/Grenoble İsviçre/Uri de örgütün gençlik yapılanması “Kürdistan Gençler Birliği-YCK” tarafından sözde gençlik kampı adı altında açılan kamplarda ideolojik eğitimlerini geliştirmekte ve müteakiben küçük gruplar halinde GKRY ve Ermenistan üzerinden eğitim almak üzere Irak kuzeyindeki kamplara aktarılmaktadır. Örnek olmak üzere söz konusu kamplardan Hollanda/ Arnheim’da Şubat 2001 ayı içerisinde yaklaşık 80-100 kişinin katılımı ile gerçekleştirilen eğitim faaliyeti, katılan şahısların sayısı itibari ile dikkat çekmektedir.

Sonuç olarak; PKK’nın yan kuruluşları tarafından bulunulan ülkenin hukuki mevzuatına uygun olarak yürütülüyor görünen bu tür faaliyetler, terör örgütü PKK’nın güdümünde gerçekleştirilmekte ve örgüt bu yolla taban genişletme ve eleman temin etme imkanı bulmaktadır.

 
BİZ OSMANLI TORUNUYUZ
 
YEDİKLERİMİZE GİYİNDİKLERİMİZE DİKKAT!
 
 
Bugün 36 ziyaretçi (37 klik) kişi burdaydı!
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol